Dünyada HIV Virüsü ile yaşayanların sayısı 36,7 milyon. Her yıl 1,1 milyon kişi de bu hastalıktan hayatını kaybediyor.
Türkiye'de 13 bini aşkın kişide HIV/AİDS görülüyor.
Ancak, sürdürülen mücadeleler, bilinçlendirme çalışmaları ve sivil toplum örgütlerince yürütülen projelere rağmen, Türkiye AIDS hastalığının hızla arttığı ülkeler arasında.
Değerli Basın Mensupları,
Bugün 1 Aralık Dünya AİDS Günü. Yaklaşık 35 yıldır dünyada var olan hastalığın günümüzde hala kesin bir tedavi yöntemi bulunmuyor ve AIDS ne yazık ki tüm dünyada can almaya devam ediyor.
AIDS, HIV etkeni nedeniyle insanlarda bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan bulaşıcı bir hastalıktır. HIV (İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) bağışıklık sistemine yavaş yavaş nüfuz ederek vücudun enfeksiyonlara karşı direncini yok eder ve bireyi çeşitli rahatsızlıklara karşı korunmasız hale getirerek sonunda ölümüne sebebiyet verir. AIDS, HIV enfeksiyonunun son aşamasıdır ve bu süreçte ölümcül enfeksiyonlara ve kansere sıklıkla rastlanır. HIV, kan ve kan ürünleri, sperm veya diğer cinsel sıvılar üzerinden insandan insana bulaşır. Ayrıca plasenta ya da süt yoluyla anneden bebeğine bulaşabilir. Öksürükle, hapşırıkla ya da el sıkışmak gibi olağan temaslarla bulaşmaz.
Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı araştırmaya göre, 1985 yılından günümüze doğrulama testinde pozitif olarak belirlenen 12 bin 281 HIV ve 1485 AİDS vakası bulunuyor. Türkiye hastalığın hızla arttığı ülkeler arasında.
AIDS'e İlişkin En Önemli Sorun: Bilgisizlik
AIDS yalnızca sağlık sorunu değil aynı zamanda toplumsal bir sorundur. AIDS'in azaltılması ve hatta dünya üzerinden kaldırılması için hükümetlere, sağlık meslek örgütlerine ve sivil toplum örgütlerine önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu noktada; erken teşhis ve gerekli tedavi yöntemlerinin eksiksiz ve uygun maliyetle halka ulaştırılması, eğitim ve farkındalığın oluşturulması, bulaşma ve korunma yollarının doğru anlatılması çok önemlidir.
Bununla birlikte virüs taşıyan kişilere karşı ayrımcılığın mutlaka önlenmesi gerekir.
AİDS Konusunda Eczacı Sorumluluğu
Sağlığa ilişkin her konunun takipçisi olan Türk Eczacıları Birliği, AIDS konusundaki toplumsal bilincin yükselmesi, konuya ilişkin farkındalığın artırılması için her türlü girişimi desteklemektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Ulusal AIDS Komisyonu üyesi bir meslek örgütü olarak, yapılan tüm toplantılara katılıyor, AİDS konusunda farkındalık yaratmak ve önlemeye yönelik projeler üzerinde birlikte çalışıyoruz.
Çünkü, AIDS'in bir toplumsal soruna dönüşmesi, eczacıların hastalığın önlenmesindeki sorumluluğunu arttırmaktadır. Eczacılar halka ulaşılabilirlikleri, eğitimleri ve deneyimleri açısından çok etkin ve önemli bir meslek grubudur. Bununla birlikte, eğitim düzeylerinin, hastaların takibinin sağlanması, sağlık verilerinin toplanıp, analiz edilmesi ve sonuçlarının geniş kitlelere ulaştırılabilmesine olanak sağlaması da eczacıları anahtar sağlık personeli konumuna taşımaktadır. İnsanlar diğer sağlık kuruluşlarından çok, düzenli olarak eczaneye gitmekte ve bir hastalık söz konusu olduğunda genellikle eczacılar ilk ve son başvurulan sağlık çalışanı durumunda bulunmaktadır.
Türkiye'de 25.500 serbest eczacı bulunmaktadır. Bu eczacılar hastalarla yüz yüze ilişkide bulunan eczane eczacılarıdır. HIV/AIDS' in yayılmasının önlenmesinde eczane eczacıları çok önemli bir bilgi kaynağıdır.
Bu vesileyle, tüm sivil toplum örgütlerini, ülkemiz ve dünya için son derece tehlikeli olan bu hastalığa karşı birlikte hareket etmeye çağırıyor, sağlık profesyonellerini de sürdürülebilir bir AIDS ile mücadele programı oluşturulması için daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.